Türkiye’de yayıncılık faaliyetlerinin başlangıcı Tanzimat devriyle başlıyor. Ancak günümüz anlayışıyla kitapçılık için Sultan II. Abdülhamid dönemine gitmemiz gerekiyor.
Sultan Abdülhamid devrinden önce sahaflar, çoğu yazma eser olmak üzere matbu, yani basılı eser de satmaktaydı. Ancak genelde matbu kitapların satışı; tütüncü, sucu, eczacı gibi bu işle ilgisi olmayan meslek grupları tarafından yapılıyordu. Satılan matbu kitapların üzerinde nereden temin edilebileceğine dair notlar da bulunuyordu. Meşrutiyet’in ilânıyla oluşan reform ortamı, basım yayın dünyasına da yansımış ve açılan çok sayıda okulun etkisiyle tezgâhlarda satılan birkaç matbu kitap, halkın okuma ihtiyacını karşılayamaz olmuştu. Bu da matbaaları ve yayıncılık alanını hareketlendirmişti.
Kâr getireceğini düşünen bazı kişiler bu işle ilgili dükkân açarak kitap basıp satmaya başladı. Ticarî cesarete sahip kitapçıların çoğunluğunun Kayserili olması ise dikkat çekiciydi.
Osmanlı döneminde 19. yüzyılın sonlarına doğru matbu kitap satan kişiler için artık sahaftan çok, “kitapçı” ismi kullanılmaya başladı. Bunlar sadece kitap satmıyor; kitap ve mecmua yayımlıyor, hatta bu tür eserlerin basımıyla da ilgileniyordu.
Devamı Derin Tarih Mart Sayısında…