Osmanlı’da sihir ve büyü yoluyla sultanların zihnini iğfal etme, delirtme ve tahttan indirme yolları aranmıştır. III. Selim’in, şehzadeyken lalası Mahmud Bey vasıtasıyla I. Abdülhamid’e, hakeza IV. Mustafa’nın da III. Selim’e karşı bu usulü kullandığı malûm.
Osmanlı tarihinde mevkii azımsanamayacak kadar ehemmiyetli olan bu usul II. Abdülhamid devrinde de kullanılmış, Padişah’ı devirmek isteyen bir grup Cuma Selamlığı’nda II. Abdülhamid’in arabasının altına koyacakları sihirli yazılar ve toprak ile emellerine ulaşmak istemişlerdi. Bu “esrarlı darbe” teşebbüsünün hikâyesi ise aynen şöyledir:
1908 senesinin Mayıs ayında Nablus Telgraf Çavuşu olan Mehmed Hayr işiyle alâkalı bir mevzu hasebiyle İstanbul’a gelmiş ve Sirkeci’deki Dünya Oteli’ne yerleşmişti. Telgraf Nezareti’ne arzuhâl vermek için giderken Ayasofya taraflarında halazadesi Şeyh Mehmed Efendi’nin oğullarından Firdevs’e rastlamıştı. Mehmed Hayr bu tesadüfe şaşırarak İstanbul’a niçin geldiklerini merak etmişti. Firdevs de biraderi Şeyh Hasan’ın bir iş için İstanbul’a geldiğini daha sonra kendilerini de getirttiğini söylemişti. Beşiktaş’ta ikamet ettiklerini söyleyen Firdevs, babası Şeyh Mehmed Efendi ile görüşmesi için Mehmed Hayr’ı evlerine davet etti. Cuma günü Beşiktaş’a giden Mehmet Hayr Efendi evde kimseyi bulamadı.