Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla birlikte pek çok alanda girişilen yeni hamleler içerisinde Türk dili ve tarihi konusundaki çalışmaların çok önemli ve anlamlı bir yeri vardı. Çünkü bu iki alan aynı zamanda yeni devletin kimliğinin inşasındaki en önemli iki temel taşı teşkil ediyordu. Mustafa Kemal her iki kurumun sadece kurulması için çaba göstermekle kalmamış; devamlı olarak faaliyetlerini yakından takip etmiş, uzmanların yorumlarından da istifade ile kendi görüşlerini ortaya koymuştur. İsmail Hakkı Uzunçarşılı’yı (23 Ağustos 1888-10 Ekim 1977), Osmanlı tarihi üzerine siyasî ve ideolojik yaklaşımdan uzak belge neşirleri, monografi çalışmaları ve bilhassa Osmanlı teşkilat tarihi üzerine umumî telifleriyle tanınan, bulunduğu her şehir ve kurumun hakkını veren Cumhuriyet döneminin bu büyük tarihçisini değerlendirmek ve bütün özellikleriyle tanıtmak zordur. “Tarihçi olunmaz, dünyaya tarihçi gelinir” anlayışını Uzunçarşılı’nın hayatı adeta isbatlar mahiyettedir. 1977 yılında, 90 yaşında, Topkapı Sarayı Müzesi Arşivi’nde çalışırken vefat etmesi tarih zevk ve sezgisine sahip olan bu tarihçinin hayatını nasıl değerlendiğini ve nerede geçirdiğini özetleyen bir gösterge niteliğindedir.
Devamı Derin Tarih Kasım Sayısında…