Selçuklu Sultanı Alparslan’ın 26 Ağustos 1071 tarihinde Bizans İmparatoru Romanos Diogenes’i tarihin en büyük hezimetlerinden birine uğrattığı Malazgirt Savaşı, Türk ve İslam tarihinin en önemli hadiselerinden biri, kendisinden sonraki çağları belirleyen bir dönüm noktasıdır. Bugünden geriye doğru bakıldığında, Türk ve İslam tarihinin “Malazgirt öncesi” ve “Malazgirt sonrası” olarak iki farklı devir şeklinde ele alınmasının mümkün olduğu söylenebilir.
Fakat bu derece önemli bir hadise, aşağı yukarı 100 yıl öncesine kadar tabir yerindeyse küller altına kalmış, sahip olduğu anlam fark edilmemiştir. Bunun nedeni ise kuşkusuz bazılarının iddia ettiği gibi Malazgirt’in anlamının sonradan kurgulanmış olması değil, tarihin okunma biçimlerinde meydana gelen dönüşümdür. Tarihin ilerlemeci bir hatta sahip olduğu, ileriye doğru gittiği ve birikerek ilerlediği şeklindeki modern yaklaşımlar, birçok tarihî hadise ile birlikte Malazgirt’in öneminin de doğru bir şekilde değerlendirilebilmesine zemin hazırlamıştır.