Derin Tarih’i ilk sayısından beri takip edenler arasında onun İzdüşüm adlı köşesinde soluklanıp da hafızasında tatlı bir karıncalanma hissetmeyen var mıdır? Ya da ezberindekilerin tahtı şöyle bir sallanmayan? Konu ne olursa olsun bu yazı ustası, ilk cümlesini, büyülü oltasının çengeline takıp zihin sularınıza salar ve son cümleye geldiğinizde siz baştaki siz değilsinizdir artık.
19 Haziran’da Budapeşte’de hayatını kaybeden Prof. Dr. Norman Stone’dan bahsediyorum. İngiltere’nin en iyi tarihçileri arasında gösterilen Stone, 20 yılı aşkın süre Bilkent Üniversitesi Tarih bölümünde görev yaptı. Cambridge Üniversitesi’nde eğitim görmüş, aynı üniversitede ders vermiş, Oxford’da Modern Tarih kürsüsünün başkanlığını yürütmüş, pek çok ödüllü kitaba, sayısız akademik makaleye imza atmıştı. 1980’lerde İngiltere Başbakanı Thatcher’ın danışmanlığını yapmıştı bir de. Hâsılı şanslıydı şu Bilkentliler! Ama doğruya doğru, şanslıydı Derin Tarih’liler de. Nisan 2012’deki ilk sayımızdan ard arda göz operasyonları geçirdiği 2016’ya kadar kısa aralıklarla da olsa Derin Tarih’te yazmaya ısrarla devam etmişti Stone. Dile kolay, tam 56 yazı, bir de röportaj!Vefatının ardından hakkında çıkan yazılarda defaatla “Türk dostu” olduğu yazıldı. Doğruydu. Dergimizdeki köşesi bunun sayısız örnekleriyle dolu. Türkiye’deki tecrübesini, 1930’ların hükümet kampanyasına gönderme yaparak o ironik üslubuyla şöyle açıklıyordu: “Tabii herkes benimle İngilizce konuşuyor, hatta bazı öğrencilerim bu konuda son derece iyiler. Bense onlara sürekli şöyle diyorum: “Vatandaş Türkçe konuş!”