14 Temmuz 1893’te Sultan II. Abdülhamid’e isimsiz olarak ve muhtemelen Sultan’ın yakın çevresinden bir uzman tarafından sunulan bir raporda, hem daha sonra yaşanan dünya savaşları, hem de günümüz açısından bir devletin kendisini müdafaa ve dünya sahnesinde var olma kavgasında barış zamanlarında yapacağı teknolojik hazırlık ve birikimlerin ne derece önemli olduğu ortaya konulmaktadır. Raporda dünya savaşının çıkmasının muhtemel ve kesin olduğu tesbiti yapıldıktan sonra milletlerarası böyle bir mücadelede Osmanlı’nın ayakta kalabilmesi için gerekli askerî ve teknik hazırlıklara işaret edilmiş, özellikle tersane ve fabrikalar üzerinde durulmuştu.
Mânâ bütünlüğünü bozmadan sadeleştirdiğimiz bu ilginç raporda şöyle deniliyordu:
“Bu (19.) asrın şu son çeyreğinde meydana gelen muharebelerden dolayı sadece eski Avrupa’nın haritası değişmekle kalmamış, milletlerarası büyük bir güvensizlik de ortaya çıkmıştır. Bunun neticesi olarak er ya da geç şüphesiz yeni bir buhranın çıkması ve savaşın yaşanması kaçınılmazdır. Bu takdirde ülkelerini tam mânâsıyla müdafaa etme yanında bu savaş sırasında gerek devletlerin tertip ve tasnifinde bir tarafta (blokta) yer alma konusunda, gerekse devletin muhafazası için elzem görülerek alınacak tarafsızlık kararı sonrasında güçlü bir savunma aleti bulabilmek için diğer birçok devlet sulh zamanının müsait vakitlerinden istifade etmektedirler.