Ünlü Şeyhülislâm ve Osmanlı tarihçisi Kemal Paşazâde askeriyeden ilmiyeye geçmişti. Siz de hukuktan başladınız, eğitime ve oradan tıbba, sonra da tarihçiliğe geçtiniz. Bu kararınızı etkileyen ne oldu?
Buna karar yerine takdir demek lazım. Kayseri İmam Hatip Okulu’nu bitirdikten sonra lise imtihanlarını vererek hem İmam Hatip Okulu’ndan, hem de Kayseri Lisesi’nden diploma aldım. İmam Hatip diplomam ile 1963 senesinde İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü’ne girdim. Enstitüye devam ederken 1964’te lise diploması ile üniversite imtihanına girip İstanbul Hukuk Fakültesi’ne kaydoldum. Puanım yüksek olduğundan İstanbul Tıbba da girebileceğim belli olunca etrafın “Tıp kaçırılır mı? Topluma hizmet edersin, iyi para kazanırsın” gibi telkinlerine kapılarak fakülte değiştirdim. İki sene tıbba devam ettim, ancak beni açmadı. Yeniden üniversite sınavı ile isteyerek İstanbul Tarih’e kaydoldum, böylece iki senem heba oldu. İslam Enstitüsü’ne severek devam ediyordum. Babam çok önceden rahmetli olduğundan ailevi sorumluluğum da vardı, yani çalışıyordum. Hayli yoğun bir tempoyla 1967’de enstitüden, 1970’de üniversiteden mezun oldum. Her iki eğitim kurumda da, farklı değerleri temsil eden çok kıymetli hocalarım oldu. Hepsini rahmetle yad ediyorum. Enstitüde Ömer Nasuhi Efendi, Ali Üsküdarlı, Nihat Sami Banarlı, Mahir İz, Ali Nihat Tarlan, Hilmi Ziya Ülken gibi birbirinden değerli hocalardan dersler aldık. Bu hocalar Osmanlı’nın son dönemini idrak etmişler, yaşadıkları açı tatlı hatıralarını ibret almamız için bizimle paylaşırlardı. Üniversitede Tayyib Gökbilgin, Nejat Göyünç, İbrahim Kafesoğlu, Zeki Velidi Togan gibi içeride ve dışarda tanınan hocalardan dersler aldık, pek çok hatıralarını dinledik. Üniversite hocaları ilmî çalışmaya, akademik kariyere bizleri teşvik ederler, hayrül halef olacağımızı söylerlerdi. Bilhassa rahmetli Nejat Hoca’nın teşviki ile devlet imtihanını kazanıp 1971-76 yılları arasında Edinburgh’da master ve doktorayı tamamladım, dönüşte rahmetli Gökbilgin Hocam beni mezun olduğum Osmanlı Müesseseleri ve Medeniyeti kürsüsüne asistanı olarak aldı. 1977’de emekli olunca onun Osmanlı teşkilat derslerinin bazılarını vermeye başladım. Kürsü başkanı Prof. Mübahat Kütükoğlu Hocam bu konuda teşvik etti.
Devamı Derin Tarih Mayıs Sayısında…