Erol’un arkadaşı, dostu olarak onun nasıl bir şahsiyet olduğunu, bilinmesini gerekli gördüğüm insanî yönlerini sizlerle paylaşmaya çalışacağım. Kendisini tanıyanlar asgari 50 yaş ve üstündekiler olduğuna göre, bugün itibariyle onu yakından tanıyan çok azalmıştır. Bu sebepten yorumlarımı fazla karıştırmadan, ilk elden gözlemlerimi sizinle paylaşmak istiyorum. Genellikle fikirlerini ilgiyle takip ettiğimiz yazarların insanî özelliklerini de merak eder, onları yakından tanımak isteriz. Çünkü bir kimsenin hayatı ile fikirleri arasında oldukça enteresan, derin bağlantılar vardır. Erol Güngör’ün de söylemek istediklerinin ve yazdıklarının arkasında onun manevi gölgesi, ruhu, zihni vardı, tıpkı kâğıdın filigranı gibi. İşte size bu hususta bilgi vermeye çalışacağım: Nasıl bir insandı, nasıl bir entelektüeldi, Türkiye tarihinde nasıl ve niçin önemli bir figür haline geldi? Tanıştığımızda üniversite son sınıftaydım, o benden yaşça biraz daha gençti, 1. ya da 2. sınıftaydı. Ben Ankara’daydım, o İstanbul’daydı; ilk karşılaşmamızdan birkaç hafta sonra ayrıldık. Birkaç sene sonra İstanbul’a asistan olarak geldiğimde o da rahmetli Mümtaz Turhan’ın Başkanı olduğu Psikoloji bölümünü bitirmek üzere idi veya bitirmiş, asistan olmuştu, tam hatırlamıyorum. Çok kısa sürede çok iyi bir dostluğumuz oldu. Ben Erol Güngör’le arkadaşlığımıza benzer bir arkadaşlık yaşamadım, sanıyorum Erol da yaşamamıştır.
Devamı Derin Tarih Mart Sayısında…