Konuşan: Havva Akdağ
Türkiye’nin Ortadoğu ile bugünkü irtibatını Yavuz Sultan Selim döneminde yaşananlara kadar götürüyorsunuz kitabınızda. Bu bağlantıyı açabilir misiniz?
Yavuz Sultan Selim döneminde coğrafyanın “Osmanlı sınırları”na dâhil edilmesinin, Araplarla aramızda “yöneten ve yönetilen” ayrışması doğurduğunu gözlemliyorum. Ortadoğu coğrafyasını 400 yıl yönetmiş bir ecdadın torunları olarak bizler bu mirasın gölgesinden çıkamıyoruz, Araplar da aynı şekilde vaktiyle bizim onları yönettiğimiz olgusunu şuuraltılarından uzaklaştıramıyorlar. Günümüzde Arap dünyasıyla münasebet kurarken tarihe sürekli atıf yapmak bu nedenle oldukça riskli bir iştir. “Seni vaktiyle yönetmiştim, yine ben geldim.” üslubu ters tepecektir. “Kardeş olalım ve eşit işbirliğine başlayalım.” derseniz, iyi niyetli kesimi kazanmanız mümkün olacaktır. Bu çok ince nokta; maalesef hem siyasette hem de halkın bölgeye yönelik söylemlerinde ihmâl edilmekte.