Kudüs; sevgi ve nefretin, hırs ve arzunun, dürüstlük ve yalancılığın, direniş ve teslimiyetin iki bin yıldır karşı karşıya geldiği mübarek belde. Akıl ve kalpleri sarsan muazzam bir serüvenin başlangıç noktasına varmak isteyenleri kucaklamaya daima hazır, bekliyor. Biz de nübüvvetin kokusunu üzerinde taşıyan bu toprakların davetine icabet ediyoruz. Kudüs’ün bir yerleşim birimi olarak ismi ilk olarak MÖ 1400’lerdeki Mısır metinlerinde bir Kenan site devleti olarak zikredilmiştir. Bu kutsal kentin Batı dillerindeki adı da Jerusalem, İbranice ‘barış şehri’ anlamındaki Yeruşalim’den gelir. Müslümanlar da şehre çeşitli isimler vermiş olup bunların başında “bereket, mübarek olmak” anlamına gelen “el-Kuds” zikredilmelidir. Hz. İbrahim’den itibaren pek çok peygamberin yaşadığı bir bölgede bulunması, Hz. Süleyman’ın inşa ettiği Beytülmakdis’i barındırması, İsrailoğullarının ve peygamberlerinin mücadelelerine ev sahipliği yapması açısından semavî dinler geleneğinde hayatî bir yere sahip olmuş, tarih boyunca nice imparatorlukların ve hükümdarların hayalini kurduğu bir diyar olmuştur.