Bu sene Mehmed Âkif’in doğumunun 145. yılı, vefat edeli 82 yıl oldu… Mehmed Âkif, 20. yüzyılımızda şiirleri ve fikirleriyle zihin dünyamızın şekillenmesinde önemli yere sahip. Mücadelesi ve hayatıyla örnek bir karakter olarak temayüz eden bu büyük şahsiyetin 21. yüzyılımızda da tesirleri devam ediyor. Tarihimizde hiçbir edebiyatçı zihnimizin dokularına bu kadar nüfuz etmiş değildir denilse hata edilmiş olmaz. Bir taraftan İstiklâl Marşı, diğer yandan Çanakkale şehitlerine şiiri ve nihayet “Zulmü alkışlayamam” manzumesi bu tesiri yaygınlaştırıyor ve süreklileştiriyor. Âsım karakteri ile ortaya koyduğu gençlik modeli, maarifimizin bir türlü kendini bulamadığı dikkate alınırsa, gençlere örneklik açısından önemini koruyor. Mehmed Âkif yakın tarihimizin üç dönemini yaşadı. Osmanlı Devleti’nin ilk meşrutiyete geçişi, ardından gelen “istibdad” dönemi onun bütün çocukluk ve gençlik yıllarını kapsar. 2. Meşrutiyet ilân edildiğinde 35 yaşındadır ve ilk gençlik yıllarından beri şiirle uğraşmakla, zaman zaman bazı dergilerde şiirleri yayınlanmakla beraber edebiyat âlemince bilinen bir isim değildir.01