“Yaratıcının en özel mucizesi” olarak tanımlar tıp doktorları gözümüzü. Doğduğumuz andan ölene kadar dış dünyadaki tehlikelere karşı, etrafına konumlanmış askerleriyle her an tetikte yaşayan organımız haliyle bu övgüyü de hak ediyor. İnsanoğlu bu özel organın günlük hayatta karşılaşabileceği güneş, kar, rüzgâr vb. tehlikelere karşı kalkan olması amacıyla müthiş bir icada imza atmış: güneş gözlüğü. Bu ilginç icadın geçmişi nereye dayanıyor, yüzyıllar içinde nasıl bir serüven yaşamış, gelin birlikte görelim. Güneş gözlüğünün öncülerini öğrenince şaşıracaksınız. 1300’lerde Çinli hâkimler tarafından mahkemelerde kullanılırmış güneş gözlüğü. Sebebi de hâkimlerin gözlerini saklayarak fikirlerinin anlaşılmasından korunmak istemeleriymiş. İlginçtir, adalet heykeli Themis’in gözü Batı’da bir bezle bağlı iken Çin’de aynı figürü güneş gözlüğü takmış vaziyette buluyoruz! İlk güneş gözlüklerinin camları duman renkli kuartzdan yapılırmış. Fakat bunlar gözleri güneş ışınlarından koruma özelliği taşımıyormuş. Ultraviyole ışınlarından koruyan gözlükler ise İtalya’da geliştirilmiş; bunlar da yine mahkeme salonlarında kullanılmak üzere üretilmiş, dış kullanım için tasarlanmamış. 1700’lerde James Ayscough lenslerin rengini değiştirmenin gözleri güneşe karşı koruyacağını Devamı Derin Tarih Ekim Sayısında…