Teşrifat Osmanlı İmparatorluğu’nda bugünkü “protokol” mânâsında olup devletin resmî usûllerinin adıdır. Lugatte “şereflendirme, bir kimsenin ziyaretiyle bir yeri veya kişiyi şereflendirmesi” demek olup, teşrif kelimesinin çoğulu olarak “protokol/merâsim” mânâsını 18. yüzyılda kazanmıştır. Merasimlere dair kaideler ilk defa Fatih Sultan Mehmed devrinde teşkilâtla beraber bir kanunnâmede toplanmış; Padişah’ın emriyle dönemin nişancısı Leyszâde Mehmed Efendi tarafından yeni ihtiyaçlara mebni olarak cem edilmiş ve Padişah’ın ağzından yazılmıştı. Şehzade ve sultanların doğumlarında toplar atılarak ilân edilmesi, bunu takiben yapılan beşik alayı, biraz daha büyüdüğünde bed’-i besmele merâsimi, 17. yüzyıldan önce her bir şehzadenin sancağa çıkması münasebeti ile yapılan merâsimler, tahta çıktığında cülûs töreni, kılıç alayı ve kılıç kuşanma, Cuma selamlığı, özel günlerde göç ve sefer öncesinde türbeler ziyareti, padişahların bizzat savaşlara katıldıkları zamanlar sefer-i hümayun için başkentten alayla çıkışı, sefere serdar-ı ekrem tâyin edip gönderdiği zaman tuğ-ı hümayun ihrâcı, her sene Mekke ve Medine’ye gönderilen yardım ve sadakalar için tertib edilen surre-i hümayun ihracı ve alayı, divan-ı hümayun toplantıları, askere maaşı verildiği zaman ulûfe dîvanı, elçi kabulleri, son asırlarda yapılan velâdet-i hümayun ve cülus-ı hümayun sene-i devriyeleri, cenaze merâsimleri, şehzadelerin günlerce süren sünnet düğünleri, sultanlar evlendiklerinde düğünleri, çeyiz ve düğün alayları, bayramlar, kandiller ve kadir gecesi, nevruz gibi özel günler, ramazan ayı ve iftarlar, hırka-i şerif ziyaretleri resmî olarak devlet görevlilerinin katılması ile icra edilmekteydi.