CHP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı İsmet İnönü 5 Mayıs 1946’da Akşehir’deki konuşmasında seçimlerin bir yıl erkene alınarak 1946 yılı içinde yapılmasına karar verdiklerini açıklıyordu (Ulus, 06 Mayıs 1946). Dört gün sonra da partisinin olağanüstü kurultayını Ankara’da topladı. Kurultayda alınan kararlardan en önemlisi hiç şüphesiz “tek dereceli seçim sisteminin kabulü”ydü. 1946’ya kadar Türkiye’de seçimler çift dereceli yapılmış, buna bir de de facto tek partinin iştirâk etmesiyle demokratik meşruiyeti son derece tartışmalı seçimler yaşanmıştı. Bu nedenle DP Genel Başkanı Celal Bayar “Seçimler iki dereceli yapıldığı takdirde, buna iştirâkte mânâ olmayacağını, demokrasiye uymayan bu hareketten kaçındıkları için, çift dereceli olursa seçimlere girmeyeceklerini” söylüyordu (Erer, 1966: 248). Kısa süre önce yapılan belediye seçimlerini DP boykot etmiş, seçimlere katılmamıştı. Seçime CHP ve Millî Kalkınma Partisi (MKP) katılmış ancak daha sonuçlar belli olmadan, yolsuzluk yapıldığını ileri süren MKP, seçim günü öğleden sonra yayımladığı bir bildiriyle seçimlerden çekildiğini açıklamıştı (Toker, 1990: 112). Böylelikle iktidar partisi belediye seçimlerinde tek parti olarak kalacaktı. CHP grubunun genel milletvekili seçimlerinin öne alınmasına ilişkin aldığı karar iktidar-muhalefet ilişkilerini sertleştirmiş; DP içerisinde seçimlere katılıp katılmama konusunda görüş ayrılıkları belirmişti (Uzun, 1995: 86). DP Genel İdare Kurulu seçimleri boykot etme kararındaydı. Muhalefetin, seçimlerin erkene alınmasına karşı çıkması üzerine İnönü, bazı memleketlerde muhalefetin seçimi boykot etme taktiği uyguladığını, bunun yabancılara karşı memleketi suçlama anlamına geleceğini, Türkiye’de de böyle bir durumun olması durumunda vatandaşların bunu hoş görmeyeceklerini açıkladı. (Cumhuriyet, 11 Mayıs 1946)