28 Şubat’ta Sincan’dan önce medyada yürüdü tanklar. Bazı medya kuruluşları ve gazeteler postallarını giydiler, paletli kelimeler kuşanıp halkın üzerine sürdüler. Ne de olsa kurdukları vesayet rejimi tehlikeye girmiş, Misyoner-Siyonist-Haçlı ortaklığıyla kurdukları ve FETÖ’cü işbirlikçileriyle yıllarca desteklenen düzenlerinin “ayarı” bozulmuştu. Bu kadarı da fazlaydı. Artık halka balans ayarı verilmeliydi.
“Balans pensi” olarak basın seçildi. Medya kalemşorları laikliğin arkasına gizlenip sözde irtica ile mücadele etme tanklarla manşetlerden halka ateş ediyorlardı. Halkın seçtiği milletvekili ve başbakan da nasibini alıyordu vuruşlardan. Bazı milletvekillerinin bilerek veya bilmeyerek söyledikleri ise tankların yakıtı olacaktı. 28 Şubat zihniyeti halkın kodlarıyla oynamayı iyi biliyordu. Sahte tarikatlar kurulup sahte şeyhler üretildi. Kamuoyu hafızasına “şeriat geliyor” korkusu gün gün zerk edildi. Mesela Aczmendilerin şeyhi Müslüm Gündüz, Fadime Şahin’le bir evde basıldı. 29 Aralık 1996 tarihli Hürriyet gazetesi “ayarı” manşetten şöyle verdi:
“Böyle basıldı: Aczmendilerin aylardır firarda olan lideri Müslüm Gündüz, müridlerinin 24 yaşındaki kızı ile bir evde yarı çıplak durumda polis tarafından basıldı.”
Devamı Derin Tarih Mayıs Sayısında…