Kitabınızda Osmanlı dönemindeki şehzadelerin modern siyasetteki partilere benzediğini söylüyorsunuz. Bu meseleyi açar mısınız?
Benzeme ifadesi lafın gelişi değil… Şehzadeler fiilen siyasî partiler aslında. Lalaları onlara devlet idaresinde hocalık yaptıkları gibi taht sırasında rakibi olan kardeşleriyle nasıl mücadele edeceği konusunda da yol gösteriyorlar. Keza her şehzadenin yanında nasıl küçük çapta bir ordu varsa, hazinesini idare eden bir kişi, İstanbul’da neler olup bittiğini takip eden, özellikle padişahın sağlığında bir olumsuzluk olup olmadığıyla veya ordunun gelişmelerden hoşnut olup olmadığıyla ilgili haberleri takip eden görevliler var. Şehzadenin İstanbul’da şehir içinde olduğu gibi Topkapı
Sarayı’nda da adamlarının olduğu sır değil. Yeniçeri Ağalarının şehzadeler arasında paylaşıldığı taht yarışında bu tablonun belirleyici olduğu biliniyor. İstanbul’a yakın illerde valilik yapan şehzadenin tahta da yakın olacağı söylenebilir. Şehzadeler İstanbul yolunda işlerini kolaylaştıracak menzil noktalarında at değiştirme ihtiyacı duyacaklarını düşünerek belli kişilerin at yetiştirmesini önemsemişlerdir. Siyasî açıdan tahta geçtikleri takdirde neler yapacakları yanında geçemedikleri takdirde hayatlarını kurtarmak için nasıl davranmaları gerektiğini de hesaplayıp planlarlar. Kimi şehzadelerin taht şanslarını zayıf görüp İran Şahı’na sığındıkları vakalar az değil…
Devamı Derin Tarih Mayıs Sayısında…