“Musul Vilâyeti dâhilinde bulunan emlâk-i mahsûsa-i cenâb-ı cihânbânî derûnunda kesretle petrol gazı madenleri zuhûr etmekde olmasına mebnî umûm Musul Vilâyeti dâhilinde gerek emlâk-ı seniyye derûnunda ve gerek sâir cihetlerde petrol gazı madeni taharrîsi (araştırılması) ve işletmesi imtiyazının münhasıran Hazîne-i Hâssa-i Şâhâne nâmına verilerek ale’l-usûl îcâb eden fermân-ı âlînin tasdîr ve i’tâsı Hazîne-i Hâssa nezâret-i celîlesinin tezkire-i ma’rûzası üzerine şeref-sâdır olan irâde-i seniyye-i cenâb-ı Pâdişâhî iktizâ-yı âlîsinden bulunmuş olmakla ol-bâbda emr u fermân hazret-i veliyyü’l-emrindir.”
Musul Vilâyetinin Sultan II. Abdülhamid’e ait olmayan yerlerinde bulunan petrol madenlerinin işletilmesinin de yine kendisine ait olduğunu bu vesikadan anlayabiliyoruz. Kerkük ve Süleymaniye’nin de Musul Vilâyetine bağlı sancaklar olduğu hesaba katıldığında Irak’ın kuzeyindeki petrollerin tamamının Sultan II. Abdülhamid’in şahsî servetinde olduğu ortaya çıkmaktadır.
Devamı Derin Tarih Kasım Sayısında…