İlk Selçuklu Sultanı Tuğrul Bey 1055 yılında Bağdat’a gelmiş ve Şiî-Fâtımîlerin baskısı altında adeta bir ölüm kalım mücadelesi veren Abbâsîleri himaye altına almıştı. Halife Kâim Biemrillah, “Mü’minlerin emiri” olma bakımından “ortağı” olarak nitelendirdiği Selçuklu Sultanı’na “Doğu’nun ve Batı’nın hükümdarı” unvanını vermiş, bu şekilde Selçuklular Sünnî İslam âleminin askerî ve siyasî önder ve koruyucuları haline gelmişlerdi. Bu tarihten sonra Selçuklular bütün dış politika projeksiyonlarını Şiî-Fâtımîler ve onlar tarafından desteklenen siyasî hareketlerle mücadele ekseni üzerine kurdular. İlk Selçuklu sultanlarının en önemli siyasî hedefi, Fâtımî etkisini gerileterek İslam dünyasında Sünnî Bağdat merkezli bir birlik kurma gayreti oldu.
Devlet merkezine güçlü sayılamayacak bağlarla bağlı bulunan Türkmenlerin Anadolu’ya dönük sistematik olmayan akınlarının devam ettiği Tuğrul Bey ve Sultan Alparslan dönemlerinde, Selçukluların bütün gayreti söz konusu siyasî birliği tesis etmeye matuftu. Hatta Bizans tahtına yeni çıkan Romanos Diogenes’in gerek konumunu güçlendirmek, gerekse Anadolu’daki Türkmen hareketliliğini sona erdirmek amacıyla Selçuklular üzerine Malazgirt Savaşı ile sonuçlanacak olan sefere çıktığı esnada Sultan Alparslan Mısır seferindeydi. Gelişmeler Sultan açısından beklemedik bir sürpriz niteliğindeydi. Bizanslıların harekete geçtiğini öğrenince Mısır seferini yarıda keserek geri dönen Sultan Alparslan, Bizans kontrolü altındaki Anadolu topraklarını fethetmek gibi bir hedefi olmadığını ihsas ederek Romanos ile anlaşmak istese de mağrur İmparator buna yanaşmadı. Tarihin gördüğü en büyük savaş makinelerinden biri olan 200 bin kişilik ordusuna çok güvenen Bizans hükümdarı, 50-60 bin askerden müteşekkil Selçukluları mağlup etmekle kalmayıp devletin İran’daki merkezî topraklarını da işgal edeceğinden şüphe etmiyordu. Fakat beklediği gibi olmadı. 26 Ağustos 1071 tarihinde gerçekleşen ve Selçukluların tarihin en büyük askerî zaferlerinden birine imza attığı savaşta Bizanslılar hiç beklemedikleri, ağır bir hezimete uğradılar.