Kubbetü’s-Sahra ve Aksa Camii
Emeviler, Kudüs şehrinin inşası sırasında, Mescid-i Aksa ve çevresine dair genel planlamanın asli öğeleri olan Kubbet-us-Sahra’yı ve Aksa Camii’ni inşa ettiler. Bu yapıların inşa edilmesinin ardında hem dini, hem de siyasi sebepler yatmaktadır. Halife Abdülmelik, Kudüs şehrinin üç tek tanrılı dinin kutsal saydığı bir bölge olmasından ileri gelen zenginliği ve aynı zamanda Kudüs’un insanlık tarihinde inşa edilmiş, dünyanın ikinci mescidine ev sahipliği yapması ve Müslümanların ilk kıblesi olması sebebiyle bu yapıları inşa ettirmiştir. Kudüs’te İslamiyetin üç boyutlu bir simgesi olarak yaptırılan Mescid-i Aksa, bölgedeki Müslümanlar tarafından inşa edilen erken dönem genel şehir yapısının kasıtlı bir bicimde güçlü ve yapmacık bir etki yaratmayı hedefleyen bir parçasıdır. Mescid-i Aksa’nın inşasına ilişkin İslamiyetin ilk yıllarında yapılan genel planın bir parçası olarak, El Aksa bölgesinde 7. ve 8. yüzyıllarda birçok bina inşa edildi. Kubbetü’s-Sahra ve
Aksa Camii, bazı özel işlevleri yerine getirmek üzere tasarlanmış en önemli yapılar arasında yer alıyordu. Sonuç olarak her iki yapıda farklı formlar ortaya çıktı. Ne var ki bu iki önemli yapı aynı mimari tarzın ürünleridir. Okumakta olduğunuz makalenin önemi tam da burada ortaya çıkmaktadır. Bu çalışmada amaç, El Aksa bölgesindeki en önemli iki yapının tarihini ve mimari niteliklerini, bu yapıların tarihi ve mimari gelişimleri bağlamında bilimsel ve akademik bir bakış acısıyla kısaca ele almaktır. Bu temel amaca ulaşmak üzere, makalede disiplinlerarası ve çok-disiplinli bir yaklaşım benimsenmiş; özellikle tarih, arkeoloji ve mimari disiplinlerinden faydalanılmış, aynı zamanda bu yapıların dini kaynaklarda nasıl yorumlandığı ele alınmıştır.