Geride bıraktığımız 10 yıl boyunca, muhtemel darbe söylentileri ve her defasında bu söylentilere “Türkiye’de darbeler tarihi sona ermiştir. Türkiye’de bir daha askerî darbe yaşanmayacaktır. Ne şimdi, ne de gelecekte” şeklinde verilen karşılıklar revaçtaydı. Bütün bu tartışmaların ardında yatan sebep, 2002 yılında iktidara gelen AKP yönetimi döneminde Türkiye’deki siyasî sistemin demokratikleştirilmesine yönelik atılan önemli adımlardı. Fakat yaşananlara dönüp baktığımızda bu mantığın saf bir iyi niyetten ibaret olduğu ortaya çıkmıştır.
Bu bakımdan 15 Temmuz’da yaşananlar pek çok kişiyi haksız çıkardı diyebiliriz. Türkiye, periyodik darbelerle yazılmış tarihi boyunca gördüğü en vahşi darbe girişimine sahne oldu. F-16 savaş uçaklarının sivilleri bombaladığını, Boğaziçi Köprüsü üzerine konuşlanmış keskin nişancıların sivillerin canına kıydığını, askerlerin Ankara ve İstanbul sokaklarında sivil halkın üzerine otomatik silahlarla ateş açtığını, içinde insanlar bulunan arabaları tanklarla ezip geçtiklerini, Cumhurbaşkanı’na suikast girişiminde bulunduklarını, Başbakanın arabasına ateş açıldığını gördük.