Beyazıt’taki Sahaflar Çarşısı’nı kitaplardan tanıdım. Buranın tarihiyle alakalı yazıları, çarşıda dükkânı olan sahafların ya da müdavimlerinin hatıralarını içercesine okuduğumu hatırlıyorum ilk gençlik yıllarımda. Elyazması kitaplar, Müteferrika baskıları, eski harfli matbu ciltler… Hepsi oradaydı ve benim kendilerini “ziyaret” edeceğim günü bekliyorlardı.
Derken beklenen gün geldi. Babam ve ben Sahaflar Çarşısı’nın yolunu tuttuk. Çarşıya adımımı attığımda yaşadığım hayal kırıklığı neredeyse tarifsiz… Okuduğum yazılarda anlatılan, hatıralarda bahsedilen mekân gerçekten burası mıydı? Neredeyse bütün dükkânlar, üniversiteye hazırlık ve yardımcı ders kitaplarıyla popüler romanlar satıyordu. Benim hayalimdeki Sahaflar Çarşısı’ndan eser yoktu anlayacağınız.
Bu bahsi açmamın sebebi İsmail Kara Hoca’nın genişletilmiş 2. baskısı yakın zamanda çıkan Biraz Yakın Tarih Biraz Uzak Hurafe kitabındaki “Sahaflar Dile Gelse” başlıklı yazısı (Bu vesileyle Hoca’nın sahaflar ve kitap kültürüne dair yazılarının ayrı bir cilt halinde neşrini heyecanla beklediğimizi belirtelim).
Devamı Derin Tarih Nisan Sayısında…