Galata’nın terminolojisi problemli olup hâlâ netliğe kavuşamamıştır. Kelimenin İtalyancadan geldiğini belirtenler olduğu gibi Arapça kökenli olduğu da söylenir. Bir diğer görüşe göre bu mevkii, süt mânâsına gelen “galat” kelimesinden almıştır adını. Net olan bir şey varsa o da bu bölgeye ve kuleye verilen “Galata” isminin Bizans’tan bugüne kadar kullanıldığıdır.
Galata Kulesi’nin ne zaman yapıldığı tam olarak bilinmiyor. Bir kaynağa göre Haliç’in kuzeyinde bulunan “Sykai” adındaki bu iskân yerinin etrafı I. Constantin (324-37) tarafından bir sur duvarıyla kapatılmıştı. İçinde kilise, forum, hamam, tiyatro ve bir de liman bulunan bu bölgede 431 adet büyük evin mevcut olduğu bilinir. Burası eski Grek diliyle “Peran en Sykais”, yani “Karşı yakada Sykai” olarak da anılıyordu. Bizanslılar Galata’nın en yüksek ve liman ile Boğaza hâkim bölgesine bir kule yapmayı düşünmüşlerdi. Sykai kasabasının sınırları tam olarak bilinmediğinden bu kulenin şimdiki Galata Kulesi mi, yoksa dönemin surlarına ait bir kule mi olduğu hep meçhul kalmıştır.
Galata’nın yıldızının parlaması, 1316’dan sonra Ceneviz imtiyaz bölgesinin güçlenmeye başladığı yıllara denk gelir. Bizans İmparatorluğu’nun iki taht ortağı VI. loannes Kantakuzenos ile V. loannes Palaiologos arasındaki iktidar kavgalarından istifade eden Ceneviz idaresinin 1348 yılında aceleyle Galata tahkimatının unsuru olan bir kule yaptırdığı bilinir. Bu bilgiyi veren Nikeforos Gregoras’a göre, loannes Kantakuzenos Cenevizlileri cezalandırmak istediyse de bunu başaramamıştır. Evvelce kulenin hemen eteğinde bulunan, günümüzdeki Yüksek Kaldırım Caddesi ile Lülecihendeği Caddesi’nin köşesindeki Küçük Kule Kapısı yanında bulunan Sanct Nicolaus burcu üzerindeki bir levhada görülen Ceneviz ve Bizans armaları ile 1349 yılı da bu bilgiyi desteklemektedir.
Devamı Derin Tarih Mart Sayısında…