Suriye tarihinde iki şehir stratejik öneme sahiptir: Merkez Şam (Dımaşk) ve Halep. İkincisine bağlı olan Menbic, kritik konumuyla sadece Halep’in değil, Suriye’nin de tarihine damga vurmuştur. Eski adı Bambyke (Süryanice Mabbug) veya Hierapolis olan şehrin kuruluşu Asurlular devrine uzanır. Fırat Nehri üzerindeki geçitleri kontrol eden bir bölgede kurulan Menbic putperestliğin öne çıkan merkezlerindendi. Hıristiyanlığın kabulünden sonra yeni dinin kutsal emanetlerine duyulan hayranlık putperestliğin yerini almış ve pek çok dindarı buraya çekmişti.
Bizans döneminde monofizitlerin bir merkezi ve doğuya düzenlenen askerî seferlerde Bizans ordusunun toplanma yeri oldu şehir. 5. yüzyılda burada yaşayan din adamı Philoxenus, İncil’i Süryâniceye tercüme etti. 531’de Sasani Hükümdarı Kubâd’ın (Kavaz) işgal ettiği şehri Bizanslı Kumandan Belisarius geri aldı. 540’ta Bizans’la “ebedî sulh” yapılmasına rağmen Sasani hükümdarı şehre hücum etti ve bir ateşgede yaptırarak buraya Manbik adını verdi (zamanla ismi Arapçada Menbic’e dönüşmüştür). 7. yüzyılda Sasanilerin Suriye, Filistin ve Mısır topraklarına saldırması üzerine Bizans İmparatoru Herakleios elden çıkan bölgeleri ve bu arada Menbic’i geri aldı (630).
İlk İslamî fetihler döneminde, 637 yılında İslam kumandanı İyâz b. Ganem, Menbic önüne gelince halk şehri kendiliğinden teslim etti. Emeviler zamanında Yezîd b. Muâviye veya babası Kınnesrîn idarî birimini (cünd) kurunca Antakya, Menbic ve çevresini de buraya bağladı. 786 yılında Abbasi Halifesi Harun Reşid şehri Kınnesrîn cünd’ünden ayırarak Bizans’a yapacağı seferler için yeni kurduğu Avâsım bölgesinin merkezi haline getirdi.