O gün ne olduğu sorusuna salt güncel politika, istihbaratçılık ve gazetecilik analizleri üzerinden cevap bulmaya çalışmak sebep-sonuç ilişkisinin sadece sonuçlarına bakmak demek olacaktır kanaatindeyim. Oysa her sonucu önceleyen bir sebepler düzeyi vardır ve onlar bilinmeden bütüncül bir analize sahip olunamaz. Zira sebepler düzeyi prensipler, yani ana esaslara müteallik bir düzeydir. Bu konuda ilim adamlarının, özellikle de ilahiyat bilimi ile meşgul olanların tahlillerine çok ihtiyaç bulunmaktadır. Biz bir yerden başlayalım istedik. Şöyle ki, sahih bir geleneğe bağlı olmayan çağdaş mistik kültler daha çok liderlerinin psiko patolojik fantezileri ve onlara inanan saf kitlelerin iyi niyetleri üzerine inşa edilirler. Dikkat edilmesi gerekir ki, mistik kültler dediğimiz zaman sadece din kalkışlı hareketleri anlamamak lazımdır. Tarih bazı ideolojilerin de benzer çehreye bürünebildiğini göstermiştir. Çünkü bu durum bu ideolojilerin son kertede dinî/mistik bir hale gelmeden kapsayıcı olamamaları ihtiyacına binaen ortaya çıkar. İnsan ve hayat kökenleri itibari ile ilahî olduklarından insan her şeyi dinleştirmeden, ilahileştirmeden içselleştiremez. Yani insan dinî bir varlıktır (homo religious). Bu yüzden Komünizm gibi la-dinî bir hareket de olsa, ateizm gibi Tanrı karşıtı bir düşünce dahi olsa bağlıları katında yüceltilmekten kurtulamazlar. Son yıllarda doğrudan yapamadıkları işleri, bu iş için uygun ve hevesli, yukarıda tarifini vermeye çalıştığımız, bir cemaatin ütopik ve fantastik emellerini kullanarak yapmaya kalkışmaları çok düşündürücüdür. Daha evvel kısmen denedikleri bir iki operasyonu 15 Temmuz 2016’da kanlı bir darbe teşebbüsü ile sonuçlandırmak istemişler fakat Allah’ın inayeti, ruhanîlerin himmeti ve halkın yiğitçe mukavemeti ile buna muvaffak olamamışlardır. Bu dalalet ve ihanet içindeki grubun deliliğinin özel yetişmiş polisleri, esnaf, öğrenci, hafız, imam ve derviş insanları katletmek noktasına kadar varacağını kimse tahmin dahi edememiştir. Masum insanları öldürmeleri ve bazı durumlarda kendilerini de öldürmeleri bunların tam bir kült grubu olduğunu göstermektedir. Kendileri için kullanılan Haşhaşî benzetmesini bizzat kendileri doğrulamışlardır.