Hz. Peygamber’e (sas) ait olup günümüze ulaşan iki hırkadan biri, Ka’b b. Züheyr’e verilen Hırka- i Saadet’in “kemâl-i tazim ve tekrimle” padişah tarafından ziyareti oldukça mühimdir. Osmanoğulları Din-i Mübin-i İslamın mübelliği Hz. Resul-i Zişân Efendimize hürmetlerini bu asil tavırlarıyla da göstermiş olurlardı.
Osmanlı padişahlarının Topkapı Sarayı’nda kaldıkları zaman zarfında Enderun-i Hümayun’un Hasodasına mensup zabitler arasından birinci koğuş ağaları 24 saat arayla burada nöbet tutar; özellikle Tülbent Ağası, Hırka-i Saadet’in de içinde bulunduğu mukaddes emanetlerin muhafaza edildiği odanın temizlenmesini sağlardı. Dolmabahçe Sarayı’na geçilince padişahlar bu töreni artık alaylarla ifa etmeye başladılar. Bu sebeple tebaanın padişahı görmek ve selamlamak fırsatını yakaladığı bu ritüele halk arasında “onbeş alayı” denildiği de olmuştur.
Sabah gazetesinin 6 Mayıs 1890 tarihli 1248 numaralı nüshasına yansıyan haberden Sultan II. Abdülhamid’in 5 Mayıs 1890 günü eski saate göre sabah 06.00 sularında saraydan çıktığını öğreniyoruz. Bu ziyaret gayet şaşaalı ve tumturaklı ifadelerle gazetenin ilk sayfasına şöyle yansımış:
“Bürde-i mukaddese-i nübüvvetpenâhîlerînin icrâ-yı resm-i telsim ve ziyâreti.” Yani Mukaddes Peygamberlik makamına ait hırkanın öpülüp başa konulması ve ziyaret edilmesi.
Devamı Derin Tarih Dergisi Temmuz 2016 Sayısında…