Hepimizin kulağında küpedir“Yere yalın ayak basma” diye kızıveren nenelerimizin tatlı serzenişi. Ayaklarımız üşümese de kendi elleriyle, bin bir zahmetle ördükleri keçi yününden çorapları giydiriverirler alelacele. Peki taşra kültürümüzün önemli ögelerinden olan bu bir çift vefalı yol arkadaşı hayatlarımıza ve ayaklarımıza nasıl yerleşmiş ola?
Farsça “gorab” kelimesi Arapçaya “curab” ve Türkçeye çorap olarak geçmiş. Oradan Balkan dillerine de uğramadan edememiş tabii.
Anadolu’da malzemesi, biçimi ve desenlerine göre farklı adlar alan çorap motifleri adeta birer şiir gibi örenin meramını anlatır bilene. Bazı bölgelerde ‘eli belinde’ motifi analığı, ‘küpe’ evlenme isteğini, ‘köstek’ bağlılığı, ‘yıldız’ mutluluğu, ‘akrep’ ise düşmanlığı simgeler. Öte yandan, ‘akıtmalı çorap’taki pembe çizgiler ailenin kız, siyah çizgiler ise erkek çocuk sayısını belirtir. Eğer kız çocuklardan biri evlenirse pembe çizgilerin yanına bir siyah çizgi konur. Gelin ve genç kızlar çoğunlukla renkli ve süslü çoraplar giyerken, orta ve ileri yaştaki erkekler yalın motifli, örgü desenli çoraplar giyerler. Kimi yörelerde bekâr erkeklerin ‘küçük ağa’, evlilerin ise ‘büyük ağa’ motifli çoraplar giydiğini biliyoruz. Bazı şehirlerde erkekler için temel renk siyahken, diğerlerinde halkın önde gelen ve yaşlı kesimi beyaz çorabı tercih eder.
Devamı Derin Tarih Dergisi Temmuz 2016 Sayısında…