Modern dünyayı tesiri altında bırakan Fransız İhtilâli’ne Edmund Burke nasıl bakıyordu?
Fransız Devrimi Avrupa’da radikal değişim isteyen entelektüeller arasında coşkuyla karşılanmıştı. Burke’ün de bu devrimi alkışlaması beklenmişti. Ama öyle olmadı. Burke, abartılı bir beklenti içine giren arkadaşlarından farklı olarak, “Fransa’nın yeni özgürlüğüyle ilgili tebriklerimi, bu özgürlüğün hükümetle, kamu gücüyle, silahlı kuvvetlerin disiplini ve itaatiyle, etkili ve dengeli dağıtılmış bir vergi tahsilatıyla, maneviyat ve dinle, mülkün korunmasıyla, barış ve düzenle nasıl irtibatlandırıldığıyla ilgili bilgilendirilinceye kadar ertelemeliyim” dedi. Tutumu, sadece temkinli olmaktan ibaret değildi. Devrimin sadece Fransa’ya değil, Avrupa’ya ve dünyaya kötülük getireceğini düşünüyordu. Fransa’daki Devrim Üstüne Düşünceler isimli kitabı da bu maksatla kaleme aldı.
Burke Fransız İnkılâbı’nı niçin tenkit etti?
Ona göre bu olay tarihten, tecrübeden, gelenekten bağımsız biçimde, birilerinin zihnindeki ideal plana göre bütün toplumu yukarıdan aşağıya inşa etmeyi kendinde hak görmesi gibi bir anlam taşıyordu. Yüzlerce, binlerce yıllık bir birikimin ürünü olan kurumlar, tarihin testinden geçmiş ve kalıcılığını ispatlamış değerler, devrimcilerin tasarladıkları insan ve toplum kalıbına uymadığı için hedef alınıyordu. İnsanın kendi aklına atfettiği bu abartılı güven aslında kimsenin fark edemediği bir kötülüğün de kapısını aralıyordu. Gücü eline geçiren, binlerce insanın hayatı pahasına, kendi zihnindeki doğruları empoze etmeye kalkışabilirdi.
Devamı Derin Tarih Ekim Sayısında…