Türk kavminin başlıca iki büyük kolu var: Güney kolu Oğuzlar ve Kuzey kolu Kıpçaklar. Oğuz kolu, Selçuklu ve onun devamı olarak Osmanlı Devleti’nin esas unsurudur. Kıpçaklar ise Hazar Denizi ve Karadeniz’in kuzeyinde varlık gösterdiler. Kırım Türkleri, Kıpçak kolundandır. Kıpçaklara, Avrupalılar Kuman derlerdi. Kuman, Kıpçak Türkçesinde ve günümüz Kırım Tatarcasında ibrik demektir. Kıpçaklar 12. yüzyılda, temiz su doldurdukları ibriği atın boynuna asar, gittikleri yerde onunla abdest alırlardı. Yanında temiz su taşımak Avrupalı için çok garip bir olaydı! Onun için olmalı ki, Avrupalılar, kuman/ibrik kullanan Kıpçakları ‘Kuman’ adıyla tanımış olmalılar.
Mongollara 13. yüzyılda “Tatar” deniliyordu: Arapça bütün çağdaş kaynaklarda, Mongollardan Tatar diye söz edilir. Sözgelimi tarihçi İbnü’l-Esîr, Mongollardan söz ederken daima Tatar kelimesini kullanmaktadır. İbn Haldun da “Bu sultân, Cingiz Hân, Tatarların sultanıdır” demektedir (İbn Haldûn, Kitâbul İber, Beyrut 1981, c. 5, s. 593). Mongol kökenli olup bu dili konuşan halklar da kendilerine daima Tatar demişlerdir. “Çingiz Han, ülkesinde resmî olarak Mongol isminin kullanılmasını emretmiştir. Ne var ki, Batı’nın büyük bir kısmında Mongol kelimesi, Tatar kelimesinin yerini tutamamıştır…” (Hasan İbrâhim Hasan, Siyâsî-Dînî-Kültürel-Sosyal İslâm Tarihi, çev. İsmâil Yiğit, c. V, s. 162, İstanbul 1986).
13. yüzyılda Mongolların Tatar adıyla anılmaları o kadar yaygındır ki, Avrupa’da basılmış olan haritalarda, Asya’nın Mongol hâkimiyetindeki bölgeleri “Tartary” (Tatar yurdu) adıyla tanımlanmıştır. Tatar/Mongol ordusu 1237 yılında Moskova’yı zapt etti. Bu orduda kalabalık Kıpçak ve diğer Türk kitleleri de vardı (Shirin Akiner, Islamic Peoples of the Soviet Union, London: 1986, s. 55). Bu vakıa yüzünden Ruslar, Avrupa Rusya’sındaki bütün Türk kökenli Müslümanlara Tatar dediler. Ruslara göre, Avrupa Rusya’sında yaşayan Müslüman Türklerin hepsi, Tatarların (Mongolların) torunlarıdır.
Çingiz Han’ın ölümünden sonra oğulları arasında bölüşülen Mongol varlığının batıdaki, Hazar Denizi ve Karadeniz’in kuzeyindeki kısmının başında Cuci oğlu Batu Han (ö. 1255) vardı. O ölünce yerine kardeşi Burka Han geçti. Burka, bir sûfî vâsıtasıyla Müslüman olmuştu. Adı Bereke(t) olarak değişti. Oryantalistler Bereke(t) adını Berke diye okumuş olmalılar ki, bu yanlış okuyuştan dolayı bizim okul kitaplarımızda bile ismi yanlış yazılmaktadır. Gök Ordu: Kök Orda, Arapların Altın Ordu, Rusların Zolotay Orda dedikleri bu devlette halk esas itibariyle Hunların, Göktürklerin torunları, Bulgar ve Kıpçak Türklerinden oluşmaktaydı. Hanlar, ileri gelenler, asilzadeler, üst düzey yetkililer Mongol (Tatar) idiler. Türk nüfusunun ezici çoğunluğu etkisiyle Mongollar da son Han Toktamış’ın adının da gösterdiği gibi Türkleşmişlerdi. Emîr Timur, Litvanya’ya sefer hazırlığı yapmakta olan Toktamış Han’ı 1396’da yenince, Gök Ordu yıkıldı ve yerinde dört hanlık ortaya çıktı: Kazan, Kırım, Kasım (Sibir) ve Astrahan.
Kısacası Osmanlı hanedanı idaresinde yaşayan herkesin, “Osmanlı” diye anılması gibi, “Tatar” sözü etnik (kavmî) değil, siyasî bir anlam ifade etmektedir.
Devamı Derin Tarih Mayıs Sayısında…