Endülüs’teki ilk arkeolojik çalışmalar takriben 20. yüzyıl başlarına tarihlenir. Amaç, İspanyol şehirlerinde varlıklarını bugüne kadar koruyan, örneğin Büyük Kurtuba Ulu Camii ya da Medinetüzzehra gibi önemli İslamî eserlerin ortaya çıkarılmasıydı. 20. yüzyılın sonuna dek arkeolojik kazılar hem sayıca az, hem de kısıtlı bir alana mahsustu. Gerçek anlamdaki arkeolojik tetkikler ancak 1990’larda gerçekleştirildi. Bunlar sayesinde Kurtuba hakkındaki bilgilerimiz kökten değişirken, yıllar içinde arkeolojik çalışmaların sayısı ve kalitesi katlanarak arttı.
Son 10 yıllık süreçte İslam Kurtuba’sı üzerine yapılan çalışmalarda neler çıkmadı ki gün yüzüne! Küçük camiler, çeşmeler, evler, şehirleşmeye işaret eden materyaller, seramik eşyalar… Bu durum Endülüs’ün eski başkentine dair daha bütüncül ve geniş perspektifli bir değerlendirme yapma imkânı sağlıyor. 711 yılında Müslümanlar tarafından fethedilen bölge bu döneme kadar İber yarımadasındaki sıradan şehirlerden biriyken, fethi takip eden dönemde Batı İslam dünyası ve Avrupa’nın siyasî, ekonomik ve kültürel merkezi hâline geldi. Şam’daki halifelere bağlı emirlerin idaresi altındaki ilk dönemde, Kurtuba’da pek çok köklü değişikliğin yaşandığını devrin kaynakları zikreder. Bu yıllarda Roma Köprüsü, surlar ya da Vizigotlardan kalma Alkazar gibi daha önce inşa edilmiş binalar ve altyapı sistemleri onarılarak kullanılmaya devam edilmiştir.
Devamı Derin Tarih Ekim Sayısında…