Aralık 1917’de Kudüs’e giren İngiliz General Allenby şöyle diyordu: “Bugün Haçlı Seferleri sona ermiştir.” Ertesi yıl Şam’ı işgal edince Selahaddin Eyyûbî’nin mezarına giden Fransız General Gouraud ise şöyle haykırıyordu: “Haçlı Seferleri şimdi sona erdi! Uyan Selahaddin, bak geri geldik!”
Türkler yaklaşık bin yıldır İslamın kılıcı ve hâmisiydi. Bunu çok iyi bilen İngiltere savaşın ardından Türkleri Anadolu’da dar bir alana hapsetmek istiyordu. Bunun için Anadolu denizden Oniki Ada ve Kıbrıs ile ablukaya alınırken, doğu ve güneyden büyük Ermenistan ve Kürdistan ile kuşatılacaktı.
Ne var ki İngiltere 1. Dünya Savaşı sonunda amaçlarına tam olarak ulaşamadı. Çünkü 1917 Devrimi’nin ardından Rusya savaştan çekilecekti. Kâzım Karabekir Paşa ise 1918’de Ermenileri işgal ettikleri topraklardan sürdü. Kürtler İngilizlerin bütün gayretlerine rağmen oyuna gelmeyerek Türklere sadık kaldı.
Buna rağmen İngiliz oyunu devam etti ve Misak-ı Millî sınırlarımız içinde olmasına rağmen Lozan’da Halep, Musul ve Kerkük’ü bize bırakmamak suretiyle güney sınırımızı problemli halde bırakmayı başardılar.
2.Dünya Savaşı’nın ardından dünya iki bloğa ayrıldı. Bu dönemde Batı için en büyük tehdit Sovyetler Birliği ve Çin’in liderliğindeki “Komünist” blok oldu. Savaşın ardından Batı’nın liderliğini devralan ABD, bu kez Sovyetler Birliği ve Çin’i Türkiye, İran, Afganistan, Pakistan ve Endonezya’dan oluşan “Yeşil Kuşak Projesi” ile kuşatmaya çalıştı.